T C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HASTANE VE SAĞLIK KURULUŞLARINDA YÖNETİM BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ PDF Ücretsiz indirin
Toplumsal alanlarda üç önemli sektörün varlığından söz edilebilir. Bunlardan birincisi, kamu sektörü; ikincisi, özel sektör; üçüncüsü de, dernek ve vakıfların; yani, bir anlamda sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu vatandaş sektörüdür. Vatandaşlar, haklı olarak, devlet dairelerindeki işlerinin bir an önce tamamlanmasını istemekte ve arzulamaktadırlar. Teknolojide meydana gelen gelişmelerle, bilgi çağı hızla ilerlemektedir. Bu gelişmelere uyacak, iletişim, bilgi sistemini kurmak mecburiyetindeyiz. Bunun için, yargı sistemi hızlandırılacak, yasal düzenlemeler gerçekleştirilecektir. Değerli arkadaşlarım, beden eğitimi ve spor hizmetlerinde amacımız, her türlü siyasal ve sosyal baskı ve yönlendirmeden uzak, bilimsel ilke ve yöntemlere dayanan, ulusal karakterli bir politika oluşturmaktır. Bu nedenle, 2000’li yıllara girerken, geleceğe yönelik politikaların tartışılması, kısa ve uzun dönemde yapılacak çalışmaların belirlenebilmesi için, spor alanında hizmet veren kişi ve kuruluş temsilcilerinin katıldığı Spor Şûrası, dokuz yıl aradan sonra, 10 Haziran-2 Temmuz 1999 tarihleri arasında Ankara’da toplandı.
Değerli milletvekilleri, biraz da, vakıflara, vakıfların geleceğine ışık tutmak istiyorum. Geçmişte çok geniş bir hizmet halkası olan vakfımızın 21 inci Yüzyıla ulaşmasına sayılı günler kalmıştır. Bu durumda, vakıflarımızı, gelişen teknolojiye, globalleşen dünyaya nasıl adapte edeceğiz? Geçmişte çok yüce ve kalıcı hizmetler veren bu kurumlarımızın Türk sosyal devlet yapısında yeri ne olacaktır? Kuruluş ve işleyişinde manevî unsurların ağırlığı daha fazla hissedilen vakıf, materyalist ve seküler düşünce taşıyan insanlar tarafından nasıl algılanacaktır? Geçmişten bize intikal eden vakıflarımız ile 903 sayılı Yasayla yeni kurulan vakıflar, bu sorunu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Böylece, memleketimizde, toplumsal huzur ve barış ortamı zedelenmektedir. Oysa, üniversitelerin, hizmet vermekle yükümlü olduğu gençlere, bırakın yasak koymayı, çağın yükselen değerleri olan özgürlüklerin, insan haklarının önündeki engelleri kaldırmak için her türlü demokratik açılımlara öncülük etmeleri gerekmektedir. Ancak o zaman, demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından olan çoğulculuk, katılımcılık, eleştirel akılcılık ilkelerinin uygulanmasıyla, gençlerimizin özgür düşünmelerini sağlayabiliriz. Aksi takdirde, gençliğimizi, bugün karşı karşıya bulunduğu alkol, uyuşturucu, fuhuş, satanizm ve sokak çocuğu olma gibi tehlikelerden kurtaramayız. Bu hedefleri tam manasıyla gerçekleştirebilmemiz için, ülkemizde, öncelikle huzur ortamını sağlamalıyız. FP GRUBU ADINA AZMİ ATEŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde, Fazilet Partisi adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi ve bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. Yalnız, bunlar yapılırken, dediğim gibi, arada kaçamak olarak kurulabilecek, kaptıkaçtı şeklinde eğitim yapması muhtemel olan vakıf üniversitelerinin kurulmasına meydan verilmemelidir; bu konuda devletimiz çok ciddî teftiş mekanizmaları geliştirmelidir, kalite kontrol mekanizmaları geliştirmelidir. Bugün, Türkiye’de 20 vakıf üniversitemiz vardır; sayı çoğalırken, kalitenin bir şekilde düşeceği veya kalite kontrolünün elden kaçırılabileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. FP GRUBU ADINA EYYÜP SANAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, başında itibaren gerek Bosna-Hersek gerek Kosova krizlerinin diplomatik yollardan çözümü konusunda ikili ve uluslararası planda çok çaba sarf etmiş ve sarf etmektedir. Bu bağlamda, Türkiye ile Yunanistan arasında son aylarda yaşanan yaklaşmanın Balkanlardaki kalıcı barış ve istikrara katkıda bulunacağından şüphe yoktur. Balkanlara kalıcı istikrar ve güvenliğin getirilmesine yönelik çabalar kapsamında geliştirilen Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı da aktif biçimde desteklenmelidir. Balkanlarda istikrarın hâkim kılınarak, demokrasinin yerleştirilmesini, bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmalarının sağlanmasını ve güvenlik gereksinmelerinin karşılanmasını amaçlayan istikrar paktının çalışmalarına katkımızın aktif bir şekilde devamı, ülkemizin bölgede üstlendiği önemli bir rolün göstergesidir. Değerli milletvekilleri, adalet teşkilatının bir diğer sorunu, belki de en önemli sorunlardan biri de infaz sistemindeki aksaklıklardır. Çıkış sebepleri bilinen; ancak yıllardır devamedegelen olayların önlenmesi için günü kurtarmaktan öteye ciddî bir tedbir alınmadığını da biliyoruz. Cezaevindeki sorunlar, fizikî altyapı yetersizliği, malî kaynak yetersizliği, personel yetersizliği ve mevzuat yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.
- Danıştay ve diğer yüksek yargı organlarının bütçeleri de farklı değildir.
- Taşra teşkilatı il bazında ve önemli ilçe merkezlerinde kurulmalı; bunlar, ayrıca, havza yönetimi esasına göre bölge müdürlüklerine bağlanmalıdır.
- Her şeyden önce, işbaşındaki hükümet, bu dramı, Rusya’nın iç meselesi olarak değerlendirme gafletine düşmüştür.
Bunları söyledikten sonra, Vakıflar Genel Müdürlüğü üzerinde de üç, beş söz söylemek istiyorum. Biraz önce, Bıçakçıoğlu kardeşimiz, burada bazı şeyler izah etti; tabiî, bu, özellikle fındık çiftçisiyle ilgili bir durumdu. Bundan, tabiî, son derece memnun oldum; neden memnun oldum; çünkü, hükümetteki bir arkadaşımız feryat etmeye başladığına göre, bizler, haydi haydi feryat etmekteyiz. İmdat_ İmdat_ İmdat_ Feryat ediyoruz, feryadımıza imdat edecek birisini arıyoruz. Ne var ki, 1950’li yıllardan bu yana, Adalet Bakanlığı ve yüksek yargı organlarının bütçeleri, ortalama yüzde 1 gibi düşük seviyelerde tutulmaya devam edilmiş, âdeta, yargının güçlenmesinin, işlevini bağımsızca yerine getirmesinin önüne geçilmek istenilmiştir. Sözgelimi, 2000 yılı bütçesinde de Adalet Bakanlığı bütçesi yüzde 1’e bile ulaşamamış, binde 7,7’de kalmıştır. Danıştay ve diğer yüksek yargı organlarının bütçeleri de farklı değildir. Önceki yıla göre artış oranları yüzde 29 ilâ yüzde 46 arasında değişmektedir. Oysa, diğer bakanlıklardaki artış oranları yüzde 60 ilâ yüzde 80 arasındadır. Sporun gençlerimizin yaşamlarının bir parçası haline getirilebilmesi, eğitilmeleri demektir. DSP GRUBU ADINA TARIK CENGİZ (Samsun) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde, Demokratik Sol Parti adına konuşmama başlarken, hepinize saygılarımı sunuyorum. Mevzuat açısından Avrupa Birliğiyle aynı düzeyi yakalamamızı sağlayan yeni gümrük kanunuyla işlerlik kazanan, daha önce kanun hükmünde kararnameyle yürürlüğe konulmaları mümkün olmamış olan ekonomik etkili gümrük eğilimlerinin, dışticaretimize bir ivme kazandıracağı muhakkaktır.